Ölüm Oyunu
“Orada geçirdiğim o
son haftalarda havada tuhaf bir kötülük hissi vardı… Şüphe, korku, belirsizlik
ve üstü örtülü nefret atmosferi. Tüm zamanınızı kafelerin köşelerinde
fısıltıyla konuşarak yan masada oturanın bir polis ajanı olup olmadığını merak
ederek geçiriyordunuz.
“Bu
durumun içime ne kadar dokunduğunu size anlatamam. Küçük bir şeymiş gibi
geliyordu ama değildi. O dönemin yarattığı hissin nasıl olduğunu anlamanız
gerek… O korkunç şüphe ve nefret atmosferinin.”
-George Orwell,
Katalonya’ya Selam
“Ölüm Oyunu, delicesine keyifli ve dehşet dolu bir nükte.
Belki de başlı başına delicedir.”
-Stephen King
"Otomatik
Portakal'daki şiddet, Sineklerin Tanrısı'ndaki insan doğasıyla birleşiyor;
kalbi dayanmayacaklar okumasın."
kalbi dayanmayacaklar okumasın."
-Publishers Weekly
Koushun Takami 1969 yılında Osaka yakınlarındaki Amagasaki’de
doğdu ve şu anda yaşamakta olduğu Şikoku Adası’nın Kagava ilinde büyüdü. Osaka
Üniversitesinde Edebiyat okuyup mezun olduktan sonra Nihon Üniversitesinin
uzaktan eğitim programından ayrıldı 1991-1996 yılları arasında habercilikle
uğraştı. Aynı zamanda İngilizce sertifikas da vardır.
Haber ajansından ayrıldıktan sonra tamamladığı Ölüm Oyunu,
jüri üyeleri arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden, büyük bir yayımcının
sponsorluğunu yaptığı edebiyat yarışmasının son eleme aşamasında reddedildi.
Fakat 1999’da Japonya’da yayımlanınca özellikle genç okuyucular tarafından çok
beğenildi ve çok satanlar listesine girdi. Ölüm oyunu mangaya ve filme 2000
senesinde uyarlandı. Kitap toplam on yedi dile çevrildi. Yayımlandıktan on sene
sonra başta Japonya olmak üzere pek çok ülkede kült olmuştur.
Takami Koushun ikinci romanı üzerinde çalışmaktadır.
(Yayın Bülteninden)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kitap 624 Sayfa olmasına rağmen ne olduğunu anlamadan biten
bir kitap, Daha önce anime, Japon dizilerini veya filmlerini izlemediyseniz
kitabın içinde kullanılan isimler sizi rahatız edebilir, ama bunun dışında
kitabın anlatım şeklinde ve çevirisinde hiçbir kusur yok
.
Öncelikle kitapta 1984’e yakın kurmaca bir dünyada geçiyor, yani
Japonya dışındaki dünyayı yasaklayan ve yok sayan bir yönetim kitabın içinde Totalitler
Büyük Doğu Asya Cumhuriyeti olarak geçiyor, halkın üzerinde büyük bir baskı var
ve bu baskının sıkı tutulması için askeriye çok fazla kullanılıyor. Ülkede her
sene ülke genelinden kurayla seçilen lise birinci sınıf öğrencileri ellerine
çeşitli silahlar verilerek sınıftan tek bir kişi kalana kadar birbirlerini öldürmelerini
sağlayan düzen kurularak sınıf öğrencileri buna mecbur bırakılıyor. Kitapta da
bu kuraya çıkmış 42 kişilik bir sınıfın okul gezisinde otobüste bayıltılarak
bir adaya getirilerek başlayan oyun anlatılıyor.
Oyun başlamadan önce öğrencilere uyması gereken bir takım
kurallar anlatılıyor. Başta herkes gibi sınıf öğrencileri oyuna itiraz etse de
yaptıkları itirazlar iki arkadaşlarının ölümü ile sonuçlanınca gerçeği kabulleniyorlar.
Oyun, öğrencilerin sınıftan çıkmadan önce rastgele seçip aldığı çantalarla okul
binasından çıkması ile başlıyor. Sınıf içerisinde gruplaşmalar olsa da
ortamdaki şüphe ve gerilim sebebiyle gruplar kitabın sonuna kadar dayanamıyor
birbirlerini öldürerek parçalanıyor. Kitabı okurken sıkça düşündüğünüz şey “ben
olsam güvenir miydim?” olacak.
Oyunun bazı kuralları;
-Her dört saatte bir yasak bölge ilan edilecek bu bölgede
olanlar boyunlarındaki tasma yardımı ile imha edilecek.
-Eğer 24 saat için hiçkimse ölmezse tüm tasmalar imha
edilerek deney başarısız sayılacak.
-Adadan kaçmaya çalışanlar yine tasmaları ile imha edilecek.
Gibi kurallarla oyunun durağan kalması engellenerek en kısa
zamanda bitmesi sağlanıyor. Aslında tasmayla ölen karakter sayısı neredeyse yok
denebilir. Oyun öğrencileri öyle bir kaosa sürüklüyor ki, tasmaya gerek
kalmadan herkes birbirini öldürmeye başlıyor.
Kesinlikle shounen ve gerilim türünde manga sevenlerin
okuması gereken bir kitap, içindeki vahşet sahneleri yüzünden her yaşa uygun
diyemiyorum. Aksine 18 yaşın altındakilerin şiddetle okumaması gereken bir
kitap. Kitap 2000 yılında mangaya ve filme uyarlamıştır. Mangası hakkında eğer
çok fazla manga ve webtoon okuduysanız ve bunları okumaya 2010 yılından sonra
çıkan mangalarla başladıysanız mangadaki çizimler size eski gelebilir. Ama kesinlikle
kitaptaki vahşet ve gerilim mangaya tam anlamıyla yansıtılmış. Filmi hakkında ise
filmde kitapla uyuşmayan yerler olduğu gibi çok fazla eksik yer var. Her zamanki
gibi yine bir kitap filme uyarlanırken kitap büyüsünü kaybetmiş. Ve bununla
birlikte manga ve filmde Şuya Nanahara gibi bir karakterin kitaptaki gibi
mükemmel yansıtılamaması hayal kırıklığı olmuş.
Bence ölmeden önce okunması gereken kitaplar listesine
kesinlikle girecek, defalarca okunabilecek muhteşem bir kitap.
Okuyacak olan herkese şimdiden iyi eğlenceler(!)
Gerçekten harika anlatmışsınız lütfen bu tarz gönderilere devam edin
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim... :)
Sil